Çocuktuk. Yine bir bayram sabahı. Her yerden kurbanlıkların
sesleri yükselmekte. Herkeste bir telaş. Ya kasap beklenmekte, ya da ele kuvvet
birisi bu iş üstlenmekte. Biz de çocuk merakıyla bahçedeyiz. Babam bu işi
sessiz sedasız işin kuralına göre hallederdi. Ama o bayram öyle olmadı.
Kiracılarımız kurban için koca bir dana almışlardı. Ve bizim
arka bahçede yapılacaktı bu iş. Kasap bekleniyordu, sanırım işi çoktu ki biraz
gecikmişti. Haliyle gün kasapların ve kasaplara özenenlerin günüydü. Birileri
bu işten para kazanacak birileri içlerindeki o duyguyu tatmin edeceklerdi. O
duygunun hangisi olduğuna siz karar verin.
Uzun bir beklemeden sonra kasap efendi geldi. Hızla işini
bitirmek için hemen harekete geçti. Acele ile koca danayı yatırdılar. Kasap
bıçakla birlikte hücuma geçti. Dana hemen karşılık verdi. Bıçak boynuna değer
değmez can havliyle ayaklandı. İyi bağlanmamış ipler açıldı, dana bir oraya bir
buraya kanlar aka aka koşturmaya başladı, kasapta arkasından. Dananın bu
hamlesine karşılık kasap ikinci hücum taktiğini uyguladı. Uzaktan sallanan
bıçak darbeleri yorgun düşen danayı tekrar yere düşürdü. Kasap zafere ulaşmış
komutan edasıyla son darbeyi de indirdi. Harekât tamamlanmıştı. Ganimet toplama
zamanı başlamıştı..
Bu olayı sonradan gören babam bir şey demedi. Şöyle bir sert
asker bakışıyla baktı, olmadı bu dedi ve gitti. Çocuktuk biz de seyrettik..
Dülülülü dülülülü.. Camide namaz esnasında cep telefonu
çalıyor. Adam secdede olduğu için hemen kapatamıyor. Cüppeli Ahmet Hoca isyan ediyor.’’
Efendiler namaza cep telefonu ile geliyorsunuz bir de açık bırakıyorsunuz. Hem
de telefon da şarkılar, türküler çalıyor. Olmuyor. Bakın benim telefonumda kuş sesi var, ne
güzel ötüyor. Ben cami de kapatıyorum. Benim kuş ötmüyor.’’
O zamanlar kameralı telefonlar yok şimdiki gibi. Sabah bir
baktım camiden selfii resimleri. Bir ara Cuma namazı yer bildirimleri modaydı,
bayram namazı selfiisi de oldu ya gam yemem artık. Kurban keserken görüntüleri
de gelirse hiç şaşmam artık. Bence bayramın verilecek en güzel görüntüsü aile
fotoğraflarıdır. Biz bayramı böyle anlıyoruz gerisi hikaye.. Ne diyeyim ya dini
iyi bilmemek ya da cehalet..
Yine bir bayram daha geldi ve geçecek. Eller öpülecek
tatlılar ikram edilecek. Bizim memlekette kurban eti, baklava, sarma dolma
üçlüsü ve yanında ayran. Güzelde olur biraz garip gelse de..
Akşam haberlerde yine hayvan kaçırmalar, katliam
görüntüleri, elini, kolunu kesenler, otoban kenarında kurban kesenler..
Görünmeyen haberlerde ise etlerden sucuk yaptıranlar, kışa
hazırlık. Poşetleyip buzluğa atanlar, dağıtmak uzun iş zaten dağıtılacak kimse
yok! Sizinki kaç kilo çıktı? ,bir yağ çıktı ki hiç sormayın..
Devlet bayramlaşma görüntüleri, partiler birbirine gider,
şeker tatlı ikramları. El öpmeler, etek öpmeler..
Aslında çocukluğumdan beri değişen bir şey yok. Gözlerimden
gitmeyen o koca dananın durumundayız. Başımıza aldığımız bıçak darbesiyle bir o
yana bir bu yana sendelemekte halimiz.
Duruşumuz da, ahlakımız da, dinimiz de, devletimizde
sallanmakta. Düşeceğimiz gün yakındır.
Dana canını verdikten sonra bahçe ve düştüğü yer kan gölü
olmuştu..
Bu kadar kötü şeyin var olduğu bir zamanda,
Herkese iyi bayramlar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder