3 Mart 2015 Salı

Mis Gibi Börek

Kalabalık olur yaz zamanında Ayvalık sokakları. Yazlıkçılar Nisan ayında başlarlar gelmeye. İlk gelenler emekli tayfasıdır, yaşça olgun. Sonra çocuklar, torunlar, Ege sevdalıları, biraz yabancı turist, şenlenir Ayvalık. Her hafta pazarı vardır. Perşembe günü Midilli akın eder, insan seli, geçilmez yollardan. Kafeteryalar dolar taşar oturacak yer bulunmaz. Buz gibi bira, midye dolma, midye tava, kabak çiçeği dolması, köfteler ve Ayvalık tostu midelere bayram yaşatır.

Ayvalık hem doğa, hem yemek cennetidir. Bu cennetin güzel yemekleri vardır ama Boşnak böreği krallık tahtına oturur. Annemin Mutfağında camda bir yazı dikkatimizi çeker ‘’Tek rakibim anneniz’’. Güzeldir mis gibi sıcak böreği, ama yeni yeri uzak kalır şehrin merkezine, arabayla yol tepmek zor gelir insana.

Yapılacak olan gayet basittir. Sabah erken kalkarsın, arabana biner, kalabalığa kalmadan varırsın şehrin merkezine. Önce arabayı Zerafet’in otoparkına bırakır, biraz lakırdı yaptıktan sonra ver elini biraz ilerideki Mustafa'nın börekçi dükkanına. Mustafa bu, beğenen olur, beğenmeyen olur ama hakkını verir böreğin. Beğenildiği açıkça ortadadır. Saat öğleden sonrayı gösterdiğinde Mustafa'nın dükkanı kapanır. Bir de yazı asılıdır camında ‘’Bu günkü böreklerimiz bitmiştir, ilginize teşekkür ederiz’’ Çeşit boldur hangisinden yiyeceğini şaşırır insan. Mustafa ailecek işletir dükkanı, güler yüzlüdür herkes, temiz, ucuz. Börekçidir Mustafa, bu işi iyi yapar, hakkını verir.

Ayvalık yazı böyle yaşanır, yenilir içilir, denizin, doğanın tadı çıkarılır. Günü gelip hayatın devamına karar verileceği zamana kadar kısa bir süre geçirilir Ayvalık’ta. Birkaç hafta ya da bir iki ay. Ve bir gün karar verilir. Tamam artık Adana sıcağı yetti ben gidiyorum diyene kadar. Nefes alamıyorum, bacaklarımın ağrısı arttı diyene kadar. Kebaptan bıktım artık ben börek yemek istiyorum diyene kadar..

Adana’da börekçi yok diyecekler bu lafın üzerine. Var ama bir Mustafa olamazlar. Peynirli, kıymalı belki patatesli. Belki birkaç iyi yer ama yok işte. Kebabın dünyasında yaşam alanı bulamaz börek. Et istila etmiştir kıyı bucağı. Doymaz eti kursağına girmeyen Adanalı. Mahzun kalır çeşit çeşit dumanı tüten börekler. Temsili de olsa sıkma görev alır onun yerine, atıştırmalık çayın yanında zaman zaman. Pek ustalıkta istemez, her teyzenin elinden, oklavasından, hamurundan..

Börek bu, yapanı Çin’de de olsa arayın bulun demiş atalarımız. Bu lafı Orta Asya’dan gelenlerin söylemediği aşikar. Olsa olsa Bosna, Makedonya, Yugoslav göçmeni atalarımızdır bu lafı edenler. Böyle bir laf yoksa da olduğunu düşünür börek sevenler. Lezzet sadece et pişirmekle olmaz. Yemek yapıyorum dersen her şeyi güzel yapacaksın. Börek yapmayı da bileceksin. Bu iş sanattır. Sanat yapan insanlara da her zaman saygı duyacaksın.

Bu kadar yazdık, çizdik. Hep beraber toplu zayıflama günlerimizi yaşadığımız şu günlerde aramızda bir kışkırtıcı var. Bir örgüt kurmuş, saldırıyor her zaman. Saldırının ne zaman nasıl geleceği belli değil. Örgütün ismi ‘’Tülay'ın Lezzet Mutfağı’’. Evinde bombalar imal ediyor, sosyal medya da bunları deşifre ediyor. Verdiği mesaj belli ‘’benim çok güçlü silahlarım var, istediğimde patlatırım’’ diyor. Zaman zaman bu saldırılara puro dumanıyla karşılık veriyoruz ama nafile. Bir gün gelecek önünde saygı ile eğileceğiz.

Fakir fukaranın aç açıkta olduğu bir dünyada insanları doyurmaya çalışan herkesin önünde saygıyla eğilmek gerekir.

Hem saygı hem sevgi duyacağız. Kiloların gittiği gün barış olacak.

Hep beraber sesimiz yükselecek

Tülay bize börek yap, peynirli, kıymalı ve lezzetli, ismi Boşnak..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder